GenelKonu Anlatımı

14. Yüzyılda Anadolu’daki Kültürel Ortam

14. Yüzyıl Anadolusu’nda Kültürel Ortam

Anadolu’da Beylikler Dönemi mimarisi Türk mimari tarihinde özel bir önem taşımaktadır. Beylikler Dönemi mimarisi, Selçuklu ile Osmanlı mimarileri arasında bir köprü oluşturmaktadır. Beylikler Dönemi sanatı kısa bir zaman içinde imparatorluk sanatına yükselmiş olan Osmanlı mimarisinin oluşumuna da katkıda bulunmuştur. 14. yüzyılda Anadolu’daki mimari gelişmelerin Anadolu Türk Beylikleri Dönemi’nde yerel geleneklerle sürdürülmeye çalışıldığını günümüze kadar ayakta kalabilmiş mimari eserlerden anlamak mümkündür. Anadolu Selçuklu Devleti’nin çözülüp dağılmasından sonra Anadolu’da kurulan Türkmen beylikleri 14 ve 15. yüzyıllarda boş durmamışlar, bir yandan Bizanslılarla bir yandan birbirleriyle uğraşırlarken bir yandan da fikir ve sanat hareketlerini geliştirmeyi bilmişlerdir. Başta merkezî otoritenin zayıflaması olmak üzere birçok siyasi ve toplumsal olayın sonucunda ortaya çıkan Anadolu beylikleri varlıklarını kanıtlamak istercesine yoğun bir imar faaliyetine girişmiş ve Anadolu’da mimari alanda yeni bir dönem başlatmıştır. 14. yüzyılın sonlarına kadar Anadolu Selçuklularının mimari üslubunun etkisinde kalındığı, Selçuklu geleneğinin ve sentezinin bir şekilde korunduğu görülmektedir. Ancak bir taraftan da farklı bölgelerde, beyliklerin politik ilişkilerine ve hâkim oldukları bölgenin yerel geleneklerine bağlı olarak birtakım denemeler, araştırmalar ve yenilikler ortaya çıkmıştır. Bazen bölgeler arasında farklılıklar ve değişik üslup gelişmeleri de kendini belli etmiştir. Selçuklularda birçok yapıda görülen; taş ayaklı, sütunlu, düz ahşap tavanlı, kemerler üzerine oturan; ahşap çatılı, tonozlu, çok kubbeli veya mihrap önü kubbeli cami tipleri Beylikler Dönemi’nde de kullanılmıştır (Görsel). Bu plan tiplerinde birçok yapı inşa edilmiş ve plan tipleri geliştirilerek birçok yenilik denenmiştir.

Harita: Selçuklu mimarisine benzer özellikte olan Aksaray Ulu Camii

Bu dönemde Anadolu’da oluşan sanat ve mimari faaliyetleri üslup olarak üç ayrı grupta değerlendirebiliriz.

  • Orta ve Kuzey Anadolu’da yeniliklere rağmen genel çizgileriyle Selçuklu Devri’nde hâkim olan üslubun izleri ağır basmıştır.
  • Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Selçuklu Devri’nde de olduğu gibi Suriye ve Mısır’daki Zengi, Eyyubi ve Memlûk İslam sanatı geleneği kendini hissettirmeye devam etmiştir.
  • Batı Anadolu’da ise yenilikler ve üslup gelişmeleri artmış özellikle Osmanlı Beyliği’nde yeni bir arayışın çeşitli ilginç denemeleri görülmüştür.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!